CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, AKP’nin yerel yönetim politikasını eleştirdi

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı sonuçta ‘Türkiye belediye başkanlığına’ dönüştürdünüz. Yani yerele yetki devredeceğinize, yerelin bütün yetkilerini, özellikle imarla ilgili, rantla ilgili bütün yetkilerini merkezde topladınız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda imar rantları bakımından hangi rüşvetin döndüğünü, hangi görevin kötüye kullandığını herkes çok iyi biliyor. O nedenle işte, İzmir’in, İstanbul’un, Muğla’nın, Antalya’nın, yani sizde olmayan belediyenin imar yetkisini merkeze aldınız ve bunu rüşvetle dağıtıyorsunuz” açıklamasını yaptı.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada AKP’nin yerel yönetim politikasını eleştirdi. Muhalefetin yönettiği belediyelerin imar yetkilerine iktidar tarafından el konulduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, şunları söyledi:

“YERELİN ÖZELLİKLE İMARLA İLGİLİ BÜTÜN YETKİLERİNİ MERKEZDE TOPLADINIZ”

“Adalet ve Kalkınma Partisi 2001 yılında kurulduğunda yerel yönetimler başlığı altında gerçekten de büyük hedefler ortaya koymuştu. O zaman parti programını okumuştum, sonra da takip ettim hükümet programlarını. Yani merkezin vesayetini kaldıran, yetki devrini esas alan bir yerel yönetim modeli önermişti. Tabii bunda da belediyecilikten gelen, belediye başkanlığı yapan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da büyük bir etkisi vardı. Yani öyle bir tasarım vardı parti programında. Halen de duruyor parti programında. Ama 22 yıl sonra nereye geldiniz? Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı sonuçta ‘Türkiye belediye başkanlığına’ dönüştürdünüz. Yani yerele yetki devredeceğinize, yerelin bütün yetkilerini, özellikle imarla ilgili, rantla ilgili bütün yetkilerini merkezde topladınız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda imar rantları bakımından hangi rüşvetin döndüğünü, hangi görevin kötüye kullandığını herkes çok iyi biliyor. O nedenle işte, İzmir’in, İstanbul’un, Muğla’nın, Antalya’nın, yani sizde olmayan belediyenin imar yetkisini merkeze aldınız ve bunu rüşvetle dağıtıyorsunuz; bu, birinci tespit.

“BÜTÜN BELEDİYELERDE KAYYUMLARIN YAPTIĞI RANTLAR, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA İŞLERİ VAR”

İkinci tespit de, şimdi yerel yönetim ve belediyeler demokrasiye en yakın yerel yönetim birimidir. Yani sonuçta gidip valinin kapısını çalamazsınız bir şey isterken, 10 tane koruması var, 50 tane koruması var. Bütün bölgeye kayyum atadınız, kaymakam atadınız. Ben Diyarbakır’dan biliyorum, hiç kimse ne bu validen ne bu kaymakamlardan bir randevu alıp gidemiyor. Ne esnafı gidiyor ne girişimcisi gidiyor ne de sorunu olan herhangi bir yurttaş gidip kapısını çalamıyor, kimse hesap soramıyor. Diyarbakır Valisi eğer görevini kötüye kullanmışsa hangi Cumhuriyet Savcısı soruşturma açabilecek? Ben buradan, bu kürsüden 50 tane rüşvetle ilgili olay söyledim, görevi kötüye kullanmayla ilgili olay söyledim ve imar rantlarıyla ilgili olay söyledim, bu kürsüden söyledim. Bizim her şeyimize soruşturma açan savcılar neden bizim bu iddialarımızı ihbar kabul etmiyor, bu kürsüden söylediklerimizi kabul etmiyor? Diyarbakır’la ilgili özellikle söylüyorum. Bakın, bütün belediyelerde kayyumların yaptığı rantlar var, görevi kötüye kullanma işleri var; hizmet alımında ve mal alımında görevi kötüye kullanma işleri var; açık açık. Şimdi gidelim, Yenişehir Belediyesi’nin garajına bakalım, hangi arabalar var, hangi müteahhitten alınmış ve hangi mallar alınmış? Gidip bakalım o deponun altına, beraber bakalım.

“2001’DEKİ KURULUŞ AYARLARINIZA GERİ DÖNÜN”

Diyarbakır turizm bakımından gelişiyor, yatırımcılar var ve turizm konusunda yatırım yapmak istiyorlar. Turizm bakımından yatırım yapmak istiyorlar. Gidelim, büyükşehrie ve ilçe beledilerine bakalım, bu turizmle ilgili olarak kaç tane ruhsat beklentisi yedi aydır, sekiz aydır kayyumların masasında bekliyor? Mesele ne? Rüşvet yine. Diyarbakır’a yatırım gelmesin, kimse yatırım yapmasın. Bütün bölge illeri böyle sadece Diyarbakır değil; Van’ı da böyle Mardin’i de böyle ve kayyum atanan her yer böyle, hesap soramıyorsunuz. Ne belediye meclisimiz var ne belediye başkanımız var seçilmiş. Eğer seçilmiş belediye başkanı orada olsa, seçilmiş belediye meclis üyeleri olsa en azından komşusuna hesap verecek, babasına hesap verecek ama üç yıl atanıyor vali sonra çekip gidiyor. Sekiz yıldır bölgeyi böyle yönetiyorsunuz. Dilim varmıyor söylemeye hangi yönetime benzediğini ama sizler bütün bu tutumları gözden geçirmek durumundasınız ve 2001’deki kuruluş ayarlarınıza geri dönün.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir